11 Nisan 2007 Çarşamba

Doğubeyazıt

En son gezdiğim yerlerden biri Doğubayazıt. Doğubeyazıt Ağrı iline bağlı İran sınırında Türkiye – İran transit yolu üzerinde bir ilçe. İlçe zengin bir tarihe sahip. Eski Beyazıt'ta ve kalede Urartu mezarlarının oluşu, şehrin tarihini çok eskilere dayandığını gösteriyor.

Doğubayazıt’ta ilginç bir ticari hareket var İran’la imzalanan sınır protokolü sebebiyle ilçe ekonomisi sınır ticareti, ithalat ve ihracat ile canlılık kazanmakta. Buraya açık pazardan gelen ithal mallar için çevre illerden de bu ilçeye alış-verişe gelen insanlar bir hayli fazla. Diğer geçim kaynakları ise genellikle hayvancılık, tarımla uğraşan kesimler olmasına rağmen bu konuda pek bir görüntü alamadım.

Bunlar ilçe hakkında birkaç ufak bilgi. Turistik olarak bizi ilgilendiren daha çok gezilecek görülecek yerler tabi ki. Dünyaca ünlü Ağrı Dağı Doğubayazıt ilçesinin sınırları içerisinde. Yılın on iki ayı zirvesindeki karları erimeyen Ağrı Dağı'nda genellikle Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında dünyanın her tarafından gelen dağcılar yerli rehberler eşliğinde dağa tırmanıyorlar. Rehberlik hizmetleri verilmek üzere ilçe merkezlerinde dağcı dernekleri de var. Ayrıca Ağrı Dağı’nın yanında aslına göre küçük olsa da bir hayli heybetli Küçük Ağrı Dağı var. Büyük Ağrı Dağının yüksekliği 5137 m., Küçük Ağrı Dağı ise 3896 m. Tırmanışlar genellikle Büyük Ağrı Dağına yoğunlaşıyor.

Doğubayazıt’ta aslında hepimizin sık sık gördüğü tarihi bir de yapı var. Yeni 100 Ytl.’nin arka kısmında resmi bulunan İshak Paşa sarayı. Burası Topkapı sarayından sonra ikinci teşkilat sistemli saraydır. İshak Paşa sarayı Osmanlı’nın lale devrinde yapılana en son büyük anıt olma özelliğini de taşıyor. Sarayın toplam kaç oda ve bölümden meydana geldiği bilinmemekte. Halk arasında bilinen 360 odalı saray görüşü doğru kabul ediliyor. Sarayın oturduğu zemin, vadi yakası olduğundan, kayalık ve sert bir yer 3 tarafı (Kuzey, Batı, Güney) dik ve meyilli. Sadece doğu tarafında müsait bir düzlük var. Sarayın giriş kapısı buradan. Kış mevsimlerinde sarayın kalorifer teşkilatına benzer bir sistemle ısıtıldığı biliniyor. Böyle bir merkezi ısıtma sisteminin dünyada ilk kez burada kullanıldığı iddia ediliyor. Sarayı gezerken birde şöyle bir şey duydum rivayete göre bu saray yapılacağı sırada Ağrı Dağı’nı görmemesin istenmiş. Saray öyle stratejik bir yere inşa edilmiş ki koca Ağrı Dağını saraydan görmek imkansız.

Tüm dünyanın bildiği ve hakkında binlerce efsaneler bulunan Nuh’un Gemisi de bu ilçede. İ.Ö.Ortadoğu tarihinin en geleneksel kaynağı olarak bilinen eski Ahid şöyle geçmektedir; ''ve gemi yedinci ayda, ayın onyedinci gününde Ararat (Ağrı) dağları üzerine oturdu''. (8.bap 4.ayet). Araştırmalar sonucu Ağrı Dağı’na uzak bir noktada bir arazide gemiyi andıran bir çukur şeklinde duruyor. Buraya gemi göreceğim diye giderseniz hayal kırıklığına uğrayabilrsiniz. Göreceğiniz sadece toprak üzerinde gemi şeklini andıran derin bir yarık. Fakat bilim adamları bunun gemiden kalan kalıntılar olduğunu doğruluyor.

Doğubayazıt’ta ilginç tarihi olaylarla karşılaşmamak mümkün değil. 1913 yılında buraya bir de meteor taşı isabet etmiş. 60 m derinliğinde 35 m. çapında dünyanın en büyük ikinci meteor çukuru olma özelliğine sahip.

Küçük Ağrı Dağının güney eteğinde bir de doğal anıt mağarası var. Bu mağaranın adı Buz Mağarası, 100 m. uzunluğunda 8 m. derinliğinde İçinde bazalt lavlar, kayalar ve bu kayaların üzerinde saf ve temiz suların donmasıyla oluşmuş buz tabakaları var. Kışın fazla soğuk olmayan bu mağara, hava akımının etkisiyle yukarıdan damlayan suları dondurarak buza çeviriyor. Mağara’nın girişinden süzülen güneş ışıkları buzlara çarparak ilginç görüntüler oluşturuyor.

Buraya geldiğinizde yemeniz gereken birkaç yemekte tavsiye edebilirim. Yörenin en meşhur ve lezzetli yemeği Abdigor Köftesi, yağsız sığır eti, soğan ve baharatlarla yapılan bu köfte bir tokmak yardımıyla etin taş üzerinde dövülmesiyle hazırlanıyor ve pilav üzerinde servise sunuluyor.

Diğer bir yemekse Selekeli (Saç Kavurma), taze kuzu eti doğranıp içine tereyağında eritilmiş salça koyuluyor ve sarımsaklı yoğurt ile servis yapılıyor.

İlçede 9 adet otel bulunmakta ilçe merkezi çok büyük değil benim tabirimle küçük yerlerde herkesin gittiği işlek bir cadde vardır. Ben buna mecburiyet caddesi diyorum burada da böyle bir cadde var.

Eğer buraya gelmeye karar verirseniz karayoluyla direksiyonunuzu doğuya güneşin ilk doğduğu yere çevirmeniz yeterli. Burada güneşin doğuşunu herkesten önce siz görebilirsiniz. Eğer uçakla gelecekseniz, hava alanı bulunan yakın iller; Ağrı, Kars, Erzurum ve Van.

Herkese iyi tatiller…

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=34476

osmankbra.typepad.com http://agva.blogsome.com http://banaait.blog.com http://tatilotel.blogspot.com http://sewioz.inube.com/ http://bugunlerde.blogcu.com http://tatildeyim.sosblog.com/ http://yeditepe.turkblog.com/ http://tatilotel.wordpress.com http://hotel.turkceblog.com/ http://moteller.edublogs.org/ http://tatilkoyleri.vox.com/ http://resimleri.hadithuna.com http://otelleri.blogs.ie http://turizm.blogsarena.com http://otel.blogetery.com http://tatil.tabulas.com http://motel.rixlog.com/ http://okgo.bloggoo.com/ http://evet.blogono.com http://site.mynet.com/sirnight http://sewiom.livejournal.com