27 Şubat 2009 Cuma

Assos

Assos , günümüzdeki yerleşim yeri Behramkale Köyü ile içiçe, çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde, M.ö. 1000 li yıllardan bu yana, kesintisiz olarak yaklaşık 3 bin yıldır yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır.Bölgede bulunançoksayıda antik yerleşme merkezinin en önemlilerinden birisidir. Assos, ünlü filozof Aristo’nun burada evlenmesine neden olacak güzellikte saklı bir cennettir







Tarihi evlerden oluşan köyde, Ortaçağ mimarisini andıran yapılar arasında dolaşırsınız. Tepelerde binlerce yıllık taşların üzerinde yürürken, pırıl pırıl denize karşı kurulmuş olan bu antik kentin sakinlerinin, ne kadar şanslı olduklarını düşünürsünüz. Yıkıntıların arasında geçmişin izlerini ararken, burnunuza çarpan kekik kokularını da görmezden gelemeyin bu arada.Dolaşırken size mal satmak isteyen satıcıların ısrarlı satış taleplerinide hoş görün.


Mö.VII yüzyılda Midilli’den gelen Methymnalı’ların kurduğu sanılan Assos’ta ilk kazılar, 1881-1883 yılları arasında, Clark ve Bacon başkanlığındaki Amerikan kazı ekibince gerçekleştirilmiştir. Ancak yıllar sonra 1980 yılında, Prof.Dr.ümit Serdaroğlu başkanlığındaki Türk arkeolog ve uzmanlardan oluşan bir ekip, tekrar başlamış kazılara. Sonuçta, yılların emeği ile ortaya Antik Tiyatro gibi muhteşem eserler çıkmış ortaya.2005 vefat eden Prof Dr.ümit Serdaroğlu vasiyeti üzerine Behramkale Köy Mezarlığına defnedilmiştir.


Assos olgusununu ;Assos-Behramkale(Köy içi) , Assos- iskele(Liman), Assos-Kadırga(Kadırga Plajları ve Kadıga Koyu) ve Assos-Yakın çevresi ile beraber; bu gün 2500 kişiyi ağırlayabilecek kapasiteli turizm bölgesi olarak algılamak lazım.Yeniden başlayan kazı çalışmaları, köyün ve yakın çevrenin hareketlenmesine neden olmuş. Limanda (iskelede) yer alan yapılar, orjinal mimarisinin bozulmamasına dikkat edilerek onarılmış ve otel motel gibi konaklama tesislerine dönüştürülmüş.Ayrıca köy içinde ve yakın çevre köylerde ev pansiyonculuğu başlamış ve ev yemeklerinin yapıldığı küçük lokantalar oluşmuştur.Bölgenin en iyi plajlarını Kadıga Koyunda olması nedeniyle Kadırga Plajlar’nda ve Koyda, hızla oteller moteller ve benzeri tesiler oluşmuştur.Behramkale’nin doğu ve batısındaki köyler hepsi yamaçlarda sanki birer duvar apliği gibi durmaktadırlar.Her köyün heme altındaki güzel koylardada ev yemeklerinin yapıldığı küçük lokantalar,pansiyonlar ve küçük oteller oluşmuştur.Bu gün ASSOS temiz havası, denizi, balıkçılığı ve ören yerine olan bağlantısıyla şipşirin bir tatil yöresidir.


Hem denize, hem de karaya egemen bir tepeye kurulan Akropol, 3 kilometre uzunluğunda bir surla çevrilidir.Akropolün kuzeyinde içiiçe günümüzün Behramkale köyü yer almaktadır.işçiliği ve mimarisi açısından döneminin en önemli surlarından biri olarak nitelendiriliyor. özellikle, birbirinden ayrı biçimlerde yapılmış kapıları, gelen ziyaretçileri büyülüyor.


Athena Tapınağı

iö 530′da, Akropol’ün en yüksek yerine (236 metre yüksekte)kurulmuştur. Assos kalıntılarının en önemli yapısıdır.Aynı zamanda gün batımında,iki şarap kadehi ve bir şişe şarapla ziyaret edilmesi gereken en önenli yerdir.Dorik üslupta olmasına karşın, iyon üslubunun özelliği olan çatıaltı frizi vardır. Yanlarda 13′er, ön ve arkada 6′şar sütunla çevrili pepiteros planındadır (bir dizi sütunla çevrili).


iki basamaklı podyum, günümüze ulaşabilmiştir. Kazılarda ana bölümde bulunan Helenistik Dönem çakıl mozaik döşeme ve sunak, daha sonra yok olmuştur. Tapınagın kabartmaları, Paris, Boston ve istanbul Arkeoloji müzelerindedir. Dorik başlıklar, sütun kaideleri ve öbür mimari kalıntılar, çevrede görülebilir.


Agora

Akropol’ün güney yamacındadır. çevresinde dönemin resmi yapıları yer almaktaydı. Agora Tapınağı’nın, iö II. yüzyıldan kalıntıları görülebilir. Bu yapı daha sonra kiliseye dönüştürüldüğünden, özgün planı hakkında bir bilgi yoktur.


Bouleuteiron (Meclis)

Agora’nın doğusundadır. Kürsü, heykeller ve küçük anıtsal yapılardan oluşuyordu.


Gymnasium

iö II yüzyılda yapılmıştır. Agora ile batı kapısı arasındadır. Dört yanı Dorik üsluptaki sütunlarla çevrili, taş döşeli bir avlu biçimindedir. 32X40 m ölçülerindedir. Girişteki yarım daire şeklindeki basamaklar, günümüze ne yazıkki ulaşamamıştır. Kuzeydoğusunda Bizans döneminden kalan bir kilise ile güneybatısında da bir sarnıç bulunmaktadır.


Tiyatro

iö II yüzyılda Agora’nın yakınına kurulmuştur. Son yüzyıla dek tümüyle korunan yapı, günümüzde restorasyon çalışmalarıyla kullanılabilir hale getirilmeye çalışılmaktadır. Geleneksel Grek tiyatro planına uygun olara, at nalı biçiminde olduğu sanılmaktadır. Roma döneminde yenilenmiştir.


Stoa

önü sütunlu, üstü örtülü galerilerdir (revak). Biri Agora’nın kuzeyinde, öbürü de güneyindedir. Kuzeydekinin iö III yüzyılın sonunda ya da II yüzyılın başında yapıldığı sanılmaktadır. iki katlı, Dorik üsluptadır. Alt katta, sütunların arası dörtgen panolarla süslenmiştir. ikinci katın duvarında, tavanı oluşturan ağaç kütüklerin yerleştiği delikler görülebilmektedir.


Aynı dönemden olan güney stoa, üç katlıydı. Orta katta 13 dükkan bulunuyordu. Alt katta ise sarnıç ve 13 hamam yer almaktaydı.


Nekropol

Helenistik ve Roma dönemlerindendir. Nekropol’ün batı ve doğu kapılarını bağlayan yol boyunca, mezar ve anıtlar sıralanmıştı. Batı kapısının kuzeyinde, Publius Varius’un mezar kalıntıları bulunmaktadır.


Hüdavendigar Camii

XIV. yüzyılda, I.Murad döneminde, Assos yıkıntıları arasında yüksek bir tepeye kurulmuş görkemli bir yapıdır. Bizans ve Roma dönemi kalıntılarının kullanılmış olması ilginçtir. Alçı mihrabı süsleyen yaprakların içi, kabartma rumilerle bezenmiştir. Mihrap nişinin yanlarında sütuncuklar vardır. Ana mekan, 8 köşeli kasnağa oturan bir kubbeyle örtülüdür. Son cemaat yerinin iki yanı kapalı olup yanlarda basık kemer, ortada uzunlamasına tonozla örtülüdür. Minaresi yoktur.ihtiyaç olduğunda halen camii olarak kullanılmaktadır.


Behramkale Köprüsü

XIV. yüzyılda Tuzla çayı üstüne yerel taşlardan yapılmıştır. Sivri kemerli yan gözler 7 metre, orta göz 15 metre yüksekliğindedir. Köprüyü bugün yayalar kullanmaktadır.


Kaynakça: http://www.assosotelleri.org Assos otelleri | Assos Pansiyonları

25 Şubat 2009 Çarşamba

Ağva El Rio Motel

Ağva, yemyeşil doğası, iki yanında akan Göksu ve Yeşilçay nehirleri, cephesinde Karadeniz'in masmavi suları, birbirinden lezzetli balıkları ile İstanbul'un kuzeydoğusunda yer alan bir doğa harikası...



Nehir kenarı



Kano ve nehir kenarı



 


İstanbul'a sadece 97 km uzaklıktaki Ağva, Şile ilçesine bağlı bakir kalmış yerden biri. Eskiden çoğunlukla bahar ve yaz aylarında İstanbullular içi sayfiye yeri sayılan ama artık kışın da şehrin gürültüsünden kaçmak ve huzur içinde bir tatil geçirmek isteyenlerin bir numaralı tercihi olan yemyeşil bir rüya Ağva...


İzmit'in çal Tepesi'nden doğup gelen Göksu ve Yeşilçay derelerinin Karadeniz'e döküldüğü yerde, zamanla oluşan delta üzerine kurulan bu şirin beldenin belki de en çekici yanı bu derelerin yemyeşil kıyıları. Oteller ve restoranlar buralara kurulmuş, yörenin tüm aktiviteleri bu kıyılarda gerçekleştiriliyor.


Medeniyetlerin uğrak yeri


 


Ağva, Hititler, Frigler, Romalılar ve Osmanlılar gibi bir çok uygarlığın geçiş yeri olmuş bir belde. M.ö. 7.yy. uzanan tarihin kalıntılarına Ağva' ya bağlı civar köylerde rastlamak mümkün. Kalemköy' de Romalılara ait kilise kalıntıları ve mezar taşları, Hacıllı köyünde, 3.yy. sonu - 4.yy. başlarında bulunan Gürlek Mağarası, Hisar Tepe' de bulunan kale kalıntısı, Sungurlu mahallesindeki dağ değirmeni önemli buluntulardır. Ağva'ya 14. yüzyılın ikinci yarısında Konya, Karaman ve Balıkesir'den gelen Türkmen boylarını yerleştiği söylenmektedir. Bugünkü Ağvalılar da aynı Türkmen boylarının çocukları olarak biliniyor.


Kusursuz bir çevre


 


Ağva, Karadeniz kıyısında 3 km. uzunluğunda kumsala sahip. Yerleşim yerleri çoğunlukla hayli içeride ve çamlıkların arkasında yer aldığı için burada deniz kirliliği yaşanmıyor. Kumsal her zaman tertemiz sizleri bekliyor.


 


Doğal plajı ve doğa harikası yeşili, etrafında yer alan bakir koylar, adacıklar, ormanlarla doğallığın iç içe ve oksijen oranının çok yüksek olduğu bir bölge. Kilim Koyu, Gelin Kayası, Saklı Göl mutlaka keşfedilmesi gereken yerler. Gelin Kayası denmesinin sebebi, beyaz olması ve duvaklı bir geline benzemesi. Gelin Kayasının bu adı almasının sebebine gelince, beyaz olması ve duvaklı bir geline benzemesi.


Yerinde duramayanlar için de ideal


 


Balık avlamaya meraklıysanız Ağva kıyıları sizin için biçilmiş kaftan. Burada balığa doyacaksınız. Karadeniz'e kıyısı olması nedeniyle ve iki nehir arasında kurulması sebebiyle burada her tür balık bulunuyor. Ağva'nın merkezindeki gözünüze çarpacak en önemli şeyler balıkçı tekneleri olacaktır. Balıkçılarla sohbet edebilir, çay içebilir hatta birlikte balığa bile çıkabilirsiniz. Yöredeki tesislerde her zaman mevsimin taze balıklarını bulabilirsiniz.


 


Eşsiz tabitatıyla keşfedilmeye hazır Ağva'da, yaz kış su sporları (dere kıyısında kano, deniz bisikleti) kış aylarında fitness, doğası itibariyle trekking ve avcılık yapabilirsiniz. Ormanda yürüyüş, koşu, bisiklet, kamping gibi aktiviteler için son derece uygun olan Ağva, yazın Karadeniz'in hırçın sularında serinlemek isteyenler için de ideal. Kaplumbağa, ceylan, kurt, çakal, yaban domuzu, tilki, birçok kuş türü barındıran Ağva avlanmaya da çok uygun. Temiz havayı buram buram solumak, romatizmal hastalıklara iyi geldiği söylenen şifalı kumsalında yürümek, dere kıyısındaki restoranlarda lezzetli balıkları tatmak da Ağva'nın keyfine varırken ihmal etmemeniz gerekenler.


 


Ağva'da pazar cuma günleri kuruluyor. Bu pazarda yöre insanının kendilerinin yetiştirdikleri ürünlerini bulabilirsiniz. Hem bu ürünler doğal, hormonsuz ve sağlıklı. Ayrıca çarşı içinde yer alan 70 yıllık fırından alacağınız ekmekin ünü Ağva'nın sınırlarını bile aşmış durumda. Burada yiyeceğini ekmekin tadına başka hiçbir yerde varamayabilirsiniz.


 


Ağva'ya gelirken yanınıza fotoğraf makinenizi almazsanız, yemyeşil doğayı, ağaçlar arasından Karadeniz'e dökülen nehirleri gördüğünüzde pişman olabilirsiniz.


Yeşilin ve mavinin en güzel tonlarını görebileceğiniz, Ağva' da sımsıcak bir konukseverlik ve özenli bir hizmet anlayışıyla sizlere gönlünüzce bir tatil imkanı sunuyoruz.



İstanbul'a 92 km. uzaklıktaki Ağva'da, Göksu nehri kıyısında yer alan Ağva El Rio Motel, 26 yatak kapasitesi, özel barı, iskelesi, düzenli mutfağı ve enfes yemekleri ile siz değerli misafirlerimizi ağırlamak üzere cennetin kıyılarında bekliyor.


Ağva El Rio Motel


Eski Şile Yolu No:1 Ağva - İstanbul

Tel/Fax : (216) 721 72 80-81-82

email: info@elriomotel.com


www.elriomotel.com



17 Şubat 2009 Salı

Marmaris

 





Marmaris çam ağaçlarına sırtını dayamış doğal limanıyla, palmiye ağaçlarıyla süslenmiş kıyı şeridinin ucundaki mimarisi, eşsiz plajları ve kristal görünümündeki denizi, yüzme ve her türlü su sporu ile yatçılık için ideal bir tatil beldesidir.

Marmaris Ege Bölgesinin en güzel turistik beldelerinden ve önde gelen yatçılık merkezlerinden birisidir. Sahip olduğu çam ormanları nedeniyle halk arasında "Yeşil Marmaris" olarak bilinir. Marmaris, doğal olarak çok iyi korunmuş bir liman ve iskele ile dünyanın her tarafından gelecek yatlara hizmet verebilecek yüzlerce yat kapasiteli marinalara sahiptir.


Marmaris kısaca tatilin gerçek adresi, marmaris otelleri ve marmaris pansiyonları sizleri agırlamak için bekliyor.


Kaynakça: www.marmarisotelleri.org

12 Şubat 2009 Perşembe

Datça






Datça, Mugla'nın Akdeniz kıyısında yer alan küçük ve şirin bir kasabasıdır. Datça'ya dağların ve şelalelerin arasından kıvrılarak uzanan bir yoldan çam, zeytin, badem ve narenciye agaçlarının eşsiz güzelliği ve mis kokuları arasından geçerek varırsınız. Tüm bu güzelliklerin yanında sizlere yol boyunca Akdeniz'in eşsiz kıyı şeridinin huzurlu görüntüsü eşlik eder.Senenin 365 gününün 300 gününün güneşli geçtiği, Sunsail yatlar ve guletlerin karaya bağlanıp demir attıkları, şirin balık restoranları, alışveriş mağazaları ve hastanenin bulunduğu bir liman kasabasıdır. Datça ' da bulunan Datça Otelleri öyle çok uçuk fiyatlarda değil ayrıca datça pansiyonları ucuz ve her insana hitap ediyor....


Kaynak: www.datcaotelleri.org

3 Şubat 2009 Salı

Safranbolu

İlin en gelişmiş ilçesi olup il merkezine 8 km uzaklıktadır. Kuruluşu çok eskilere dayanan ilçede tarihsel değerler ve kültür dokusu korunarak günümüze kadar bir bütünlük içinde aktarılmıştır. Bu nedenle bölgesinde bir turizm merkezi konumundadır. Coğrafi konumu Safranbolu'nun tarih boyunca bölgenin idari ve ticari merkezi olmasını sağlamıştır.




       İlçenin 20 mahallesi ve 54 köyü mevcuttur. Nüfusunun 32150'si merkezde 13820'si ise köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 1023 Km2, denizden yüksekliği 500 metredir. İlçeye ait en önemli yükselti Sarı çiçek Tepesi(1750 m)dir. İklim yönüyle de Karadeniz ve İç Anadolu iklimi arasında bir geçiş kuşağındadır.



  Geleneksel Türk Toplum yaşantısına ait tüm özellikleri yansıtan ve tarihi geçmişinin yaratmış olduğu kültürel mirası çevresel dokusu içerisinde koruyan örnek bir kent olan Safranbolu UNESCO tarafından "Dünya Miras Listesi"ne alınmıştır.

       Bugün Dünya Kültür Mirasına dahil edilen ve sit alanı olarak tespit edilen eski şehir merkezinde 1008 adet tarihi eser tescil edilmiştir. Bu eserler arasında; 1 özel müze, 25 cami, 5 türbe, 8 tarihi çeşme, 5 hamam, 3 han, 1 tarihi saat kulesi, 1 güneş saati ve yüzlerce ev ve konak bulunmaktadır. Bunların dışında höyükler, tarihi köprüler ve kaya mezarları bulunmaktadır.Müzekent Safranbolu insanlara bir dönemin tarihi ve kültürel atmosferini yaşama imkanını sunarken, doğal güzellikleriyle de ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Ayrıca Yörük Köyü tarihi dokusunu koruyan önemli yerleşim birimlerinden birini teşkil eder.

       Safranbolu'da her yıl Ağustos Ayının 2. Haftasında "Uluyayla Şenlikleri", 20-24 Eylül'de "Altın Safran Belgesel Film Festivali" düzenlenmektedir.


Kaynak: www.safranbolu.name


Safranbolu Otelleri | Safranbolu Evleri | Safranbolu Konaklama | Safranbolu Otel | Safranbolu Pansiyon

2 Şubat 2009 Pazartesi

Fethiye

Fethiye by sewiom.


Antik çağlardaki adı Telmessos olan Fethiye, Anadolu uygarlıklarının en eskilerinden biri olan Likya Devletinin batıda Karya sınırındaki en önemli kentidir.kuruluşuna ilişkin kesin bir bilgi bulunmamasına rağmen elde edilen yazılı belgelerde kentin geçmişinin M.ö 5.YY a kadar uzandığı belirtilmektedir.Bir Likya efsanesine göre Finike Kralı Agenor’un kızına sevdalanan Tanrı Apollon küçük bir köpek kılığına girerek kral kızının gönlünü çalar ve bu evlilikten doğan çocuklarının ismini de Telmessos koyarlar. Apollon’un kurduğu kente de oğluna ithafen Telmessos adı verilir.Adını Tanrı Apollon’un oğlundan aldığı söylenen kent Mö 547 yılında Pers Kralı Harpagos’un tüm Likya ve Karya kentleri ile birlikte Telmessos’u da ele geçirmesiyle Perslerin 1. Satraplığını oluşturur.Mö 5. YY ortalarında kurulan Antik-Delos Birliğine katılan Telmessos bir müddet sonra bağımsız bir kent olarak birlikten ayrılmasına rağmen Mö 4.YY a kadar birlikle ilişkisini sürdürmeye devam eder.


Fethiye Mendos dağının eteklerinde adını verdiği körfezin çevresine yerleşmiş şirin bir Akdeniz şehridir. 3. jeolojik zamanda meydana gelen çökme ve yükselmelerle oluşan yüksek sıra dağlar ve dağların eteklerindeki yüzlerce koy ve tüm Fethiye sahil şeridinde birbiriyle kucaklaşmış gibidir.


Toros'ların güneybatı ucunu oluşturan ve yükseklikleri 2000m. yi geçen bu sıra dağlar ( ki antik çağda bunlara Kragos ve Antikragos adi verilirdi) İç tarafa hiç geçit vermeksizin denize paralel olarak devam eder. Akdeniz iklimine has ılık ve güneşli bir kış gününde kordondaki çay bahçelerinden birinde çayınızı yudumlarken, etekleri çam ormanlarıyla bezeli başı dumanlı bu dağlar, doruklarındaki karla size bir kez daha cennete hoş geldiniz diyecektir. Kurak, uzun ve sıcak yazlar, yağışlı, ilik ve kısa kışlar Fethiye’nin iklim özelikleridir. Yaz ayları 30-40 derece olan sıcaklık, kışın genellikle 10 derecenin üzerindedir. Hiçbir mevsiminde 16 derecenin altına düşmeyen turkuvaz renkli bu sularda yılın dokuz ayında denize girilebileceği düşünülürse, Fethiye’de yaz ve bahar olmak üzere sadece iki mevsimin sürdüğünü söylemek pek yanlış olmayacaktır.


Yörede hüküm süren iklim özelikleri nedeniyle bölgede akçam, karaçam ve kızılçamdan oluşan çam ormanları büyük yer kaplamaktadır. Zeytin, Defne, Mersin, çınar, Kavak, Akasya gibi ağaçlar bu zengin bitki örtüsünün sayabileceğimiz diğer ağaç türlerindendir. Ayrıca ilaç ve kozmetik sanayicinde önemli bir kullanım alanı olan sığla yağının elde edildiği Günlük Ağacı (Liquidamber Oriantatis) dünyada eşine az rastlanır ağaç türleri arasındadır.Yaklaşık 10 milyon yıldır, neslini devam ettiren, buzul çağları öncesinden bugüne gelebilen bu bitki dünya üzerinde sadece Fethiye ve Köyceğiz yöresi ile California’nin küçük bir bölgesinde yetişmektedir.


Tanrının doğaya bağışladığı bu tabiat ve tarih cennetine kara, hava ve deniz yollarından dilediğiniz herhangi biriyle ulaşmanız mümkündür. Muğla, Antalya ve Burdur bağlantılı üç kara yolu ile çam ormanları arasında yapacağınız rahat bir yolculuk ile Fethiye’ye ulaşabilirsiniz. Her üç yönde yapılan düzenli otobüs seferleri Fethiye’nin diğer tüm kentlerle olan bağlantısını sağlamaktadır. Hava ulaşımı için en yakın alan 50 km. uzaklıktaki Dalaman hava alanıdır.


Türk Hava Yollarının yaz-kış sürdürdüğü İstanbul, İzmir,Ankara ve Antalya bağlantılı seferlerinin yanisira turizm sezonu boyunca Avrupa’nın birçok şehrine de uçuşlar yapılmaktadır.


Detaylı bilgi: www.fethiyeotelleri.org | Fethiye otelleri | Fethiye pansiyonları | Fethiye Hotels | ölüdeniz | Kelebekler vadisi | Kabak koyu | Oniki adalar | Kursunlu koyu

osmankbra.typepad.com http://agva.blogsome.com http://banaait.blog.com http://tatilotel.blogspot.com http://sewioz.inube.com/ http://bugunlerde.blogcu.com http://tatildeyim.sosblog.com/ http://yeditepe.turkblog.com/ http://tatilotel.wordpress.com http://hotel.turkceblog.com/ http://moteller.edublogs.org/ http://tatilkoyleri.vox.com/ http://resimleri.hadithuna.com http://otelleri.blogs.ie http://turizm.blogsarena.com http://otel.blogetery.com http://tatil.tabulas.com http://motel.rixlog.com/ http://okgo.bloggoo.com/ http://evet.blogono.com http://site.mynet.com/sirnight http://sewiom.livejournal.com